Turski jezik |
Naš jezik |
birine, gelmek |
üstün |
bir şeyi birine danişmak |
posavetovati se |
birbirine geçirmek, v |
ispreplesti |
birbirine geçirmek |
isprepletati |
birbirine kasiştirmak, v |
slepeti |
birine iftira etmek, v |
oklevetati |
birine acimak |
sažaljevati |
birine acimak, v |
žaliti |
birine bir şeyi haksiz olarak vermemek, v |
uskratiti |
birine bir şeyi hatirlatmak |
gucnuti |
birine bir şeyi hatirlatmak |
napomenuti |
birine bir şeyi vermeyi niyet etmek |
nameniti |
birine bir şeyi vermeyi niyet etmek |
nemeniti |
birine bir şeyi yapmamasini tavsiye etmek |
odgovoriti |
birine bir şeyi yapmamasini tavsiye etmek, v |
odvratiti |
birine danişmak, v |
dogovarati se |
birine değenek ziyafeti çekmek, v |
premlatiti |
birine fenalik etmek, v |
napakostiti |
birine kin beslemek, v |
mrzeti |
birine kin beslemek, v |
omrznuti |
birine kötülük yapmak, v |
nažao |
birine leke getirmek, v |
obeščastiti |
birine rast gelmek, v |
sresti |
birine siper olmak |
štiti |
birine su içirmek |
napojiti nekog |
birine su içirmek, v |
pojiti |
birine tardim etmek, v |
priteći |
birine tardim etmek |
priticati |
birine üstün gelmek |
nadmašiti |
birine üstün gelmek, v |
prestići |
birine üstün gelmek |
prestignuti |
birine üstün gelmek |
preteći |
birine yardim etmek, v |
priskočiti |