Turski jezik |
Naš jezik |
kendi |
se |
kendi |
sebi |
kendi, n |
sopstvenik |
kendi, n |
vlastit |
bir şeyi kendi sozleriyle anlatmak |
prepričati |
kalabalik arasindan geçerek kendine yol açmak |
progurati se |
kendi arzusu, adv |
dobrovoljno |
kendi arzusuyala, a |
svojevoljan |
kendi egemenliği altina almak, v |
potčiniti |
kendi eliyle, a |
svojeručan |
kendi kendine, adv |
samostalan |
kendi kendine |
samostalno |
kendi kendine tahsil, n |
samoobrazovanje |
kendi kendine tahsil etmiş adam |
samouk |
kendi kendine tahsil hocasiz tahsil |
samoobrazovanje |
kendi kendini idare etme, n |
samouprava |
kendi kendini idare etme |
samoupravljanje |
kendi kendini idare etme |
samoupravni |
kendi kendini koruma, n |
samoodbrana |
kendi namzetliğini koymak, v |
kandidovati se |
kendinden geçme, n |
delirijum |
kendinden geçmek, v |
obeznaniti se |
kendinden geçmek |
onesvestiti se |
kendinden geçmiş, a |
besvestan |
kendinden geçmiş |
besvjestan |
kendine gelme, v |
savesnost |
kendine mahasus |
osobit |
kendine mahasus |
poseban |
kendine mahasus, a |
svojstven |
kendine mahasus |
svojstveno |
kendine mahsus |
osebujan |
kendini atmak, v |
praćakati se |
kendini beğenmiş kimse, n |
sveznalica |
kendini desteklemek, v |
afirmisati se |
kendini göstermek, v |
istaknuti se |
kendini kaşimak, v |
počešati |
kendini müdafaa, n |
samoodbrana |
kendini öldürme, a |
samoubilački |
kendini öldürme |
samoubistvo |
kendini öldürme |
samoubojstvo |
kendini tutma, n |
uzdržljivost |
tekrar kendine gelmek |
drznuti se |
tekrar kendine gelmek |
osvjestiti |
tekrar kendine gelmek, v |
osvjestiti se |
tekrar kendine gelmek |
otrezniti se |
yalandan kendini...göstermek |
praviti se |